Vatana adanmış ruhlar Sayfa 2
GİRİŞ**(1.)
Merhaba ben,
Feride Kansu

Konuk olmaya geldim...
Nereye mi?
Sadece kalbinize bırascık dokunâcağım.
Aklı baki olduktan bu yana yıllarca hep kim olduğumun sorusunun cevabını arayan biri oldum.
Hiçbir zaman vazgeçmedim hedeflediğimşeylerin peşinden gitmekten.
Başıboş bir veled hiçbir zaman olmadım ben.
Kendi nazarımda.
Kapaksız kaynayıp çobansız otlayan biri de olmadım.
Her daim kendimi korumasını bildim.
Tüm zorlukların üstesinden gelecek kadar güçlü hisseden biri oldum.
"Ve şimdi şuan her ne olursa olsun...
Ve selam olsun karanlığından korktuğum o soğuk geceye
Hayat seni elbet birgün yeneceyim.
Hiçbir şey beni yıldıramaz.
Zaten benim hayat felsefem bu Yenilgiyi kabul etmemek gibi bir huy edinmek gibi birşey.
Pes etmek gibi bir niyetim de yok.
Nasıl olabilir ki sizce de bu çok saçma olmaz mı?
Hayata 1-0 yenik başlayan Feride.
Nasıl da bir hırs bürümüş ruhumu aynayı çatlatan çatık kaşlarımla dışarıya verdiğim buğulu nefesim ısıtıyor bu soğuk odayı.
Acımasız hayatın verdikleri ile yetinmek
bana her konuda hep eksiklik hissettiriyor.
Ben ve benim gibi olan insanların hep bir tarafının eksik kalması geçmiş zamandan şimdiki bulunduğumuz zamana kadar olan her salise için geçerlidir.
Tutsak olsam da bu karanlıkta,
elbet yolun sonunda bir aydınlık vardır diyerek uyudum yine o gece.
Zamanın akışını bilmez bir halde yine günlerden birgün
bulanık gören gözlerimi kapıya dikmiş bekliyordum. Kulağım da sessizliğin çığlığı yankılanıyor olsa da korkumu belli etmemek için her defasında, cesur görünen halimden ödün vermemeye çalışıyordum.

Kimliği belirsiz kişi yada kişiler beni uzun zamandan beri bu karanlık odada tutmaya devam ediyor olsa da içimdeki koruyucu meleği onların şeytanlarına yenik düşmemesi için sabrım ve cesaretimle beslemeye devam ediyordum.
Asilik etmemeye çalışıyor ve bütün bu olanaksızlıklar içinde olanak arıyordum.
Tutsak olduğum günden beri gerçek insan
sesini hiç işitmemiştim.
farklı renkte acayip kıyafetli şeytanlar girse de rutubetli karanlık odaya ses tonları hep aynı, o kullandıkları aletten çıkardıkları seslerle iletişime geçiyorlardı benimle.
Kaç zamandır uzaktım hayattan, zamandan bilmiyordum.
Sevimsiz bulduğum fareler bile artık tüylerimin diken diken olmasına sebeb değildi.
Örümcek ağları dahi beni korkutmuyordu artık.
Yap denileni yapıyor, hücre gibi olan bu odada alevlenen intikamımı soğutmaya çalışıyordum.
Işık,ısı,insan sesi,hayvan sesi kuşların cıvıltısı... herşeyden uzak, suçsuz prangalı bir mahkûm olmuştum.
Yine kokmuş bir tas çorba ve küflü ekmek önüme konulmuş ve karşımda yine bir şeytan dikiliyordu.
Alışmıştım artık sebebini bilmediğim bu mahkumiyete!
Ben bunları hak edecek ne yapmıştım da bu şeytan ruhlu kişi yada kişiler bunları bana reva görmüştü.
Bilmiyordum!
Bilmiyordum!
Ve yine...
Bilmiyordum!
Düşünmekten zihnim artık allak pullak olmuştu.
Delire bilirdim.
Akıl bu ya! Bir sinek misali uçuverirdi belki başımdan da beni tutsak eden bu şeytanlar da amaçlarına ulaşmış olurdu,
bende özgürlüğün sınırlarını aşmış olurdum.
Bu durumda bedenim belki özgür kalamazdı fakat her ne olursa olsun sonucunda en azından zihnim bu esaretlik den kurtulmuş olurdu.😢
Aslında doğru söylemek gerekirse yetimhane de kaldığım sürece birçok şeye şahit olduğumdan dolayı artık gözümde korku yoktu.
Zaten korkunun da ecele faydası yok!
Böyle itikopuğu dize getirmek için diz çökmek yok Feride diyerek zihnimi cesaretlendiriyor dum her daim..
Damarlarımda gezen kan ne boyutta koyu bilmiyordum fakat asil bir kan olduğunu düşünerek daima yiğit bir kız olmaktan hiç vaz geçmeyeceğim kesindi.
#sayfa2
Tüm haklar saklıdır. Hikayenin tamamı şahsıma aittir çalıntı kopyalama vb durumlarda yasal işlem başlatılır.
Yorumlar